Saturday, September 17, 2011

MALACCA

Malacca,ya da Melaka A-H'nin blogunda monitor kertenkelesi denilen devasa kertenkelelri gorunce bir kez daha aklima geldi, bir kac hafta gecti uzerinden ama
tembellik yakami birakmayinca yazamadim.

Otobus firmasinda,bilet aldigim kisi 3-4 saat surer dedi Malacca icin, ama Singapur saati tabii, vaktinde kalkmayan otObus, mola yerinden vaktinde cikamayis derken 4.5 saate uzadi yolculuk.Gerci,otobus sabah 8'de hareket edince 12.30 da orada olmak kotu degildi. Otele yerlesip,disari cikinca ilk izlenimim, "Aman Allahim, burada ne yapiyoruz, bu sehirde ne olabilir ki" idi ama Allahtan 10 dakika bile yurumeden asil gelis hedefimiz olan, Unesco Kultur Mirasi listesinde yer alan, eski Hollanda yonetim binasi StadtHuis,kilise ve diger binalar kipkirmizi renkleriyle karsimiza ciktilar.Malacca,once Portekizliler sonra da Hollandalilar icin koloni olmus. Baharatlarin Avrupa'ya gonderilmesinde onemli rol oynayan buyuk bir limana sahipmis Malacca, simdide Malacca Bogazi nedeniyle deniz tasimaciligi onemli ama sehir eskisi kadar etkili degil anladigim kadariyla.
Ne aci ki, bu tamamen sahsi fikrim tabii, kentin en guzel,en etkileyici yeri Koloniyalist donemin bir hediyesi.













Her yer insan dolu, renkler diller birbirine gecmis bu meydanda.Binalarin renkleri, insanlarin renkleri ve tabii ki ciceklerle suslenmis rengarenk dort tekerlekli bisiklet seklinde arabalar.




Acmislar muzikleri bangir bangir, musteri bekliyorlar bu arabalari kullananlar. Hava o kadar sicak ki uzuluyorum onlar icin, ama muhtemelen burada dogup buyuyen insanlar aliskinlar bu havaya, daha farklisini yasamamislar cunku.

Malacca'da agirlikli olarak Cinliler yasiyormus ve bu nedenle oldukca da guvenli oldugunu soylediler bize. Peranakan kulturu tum sehre hakim. Singapur'dan buraya sadece yemek ve alisveris icin geliyor insanlar, cunku oraya gore cok daha ucuz ve Singapur yemeklerinin orijinal kaynagi burasi bir anlamda. Tum gun sicakta dolandiktan sonra aksam meshur Nyonya yemeklerini tatmk istiyoruz, otelden tavsiye edilen bir yere gidiyoruz. Yemekler kotu degil ama cok iyi mi derseniz o da degil,yani olunca yedim olmasa hic aramayacagim bir tarz. Hersey acili, hem de bol acili, ve tabii ki yaninda pirinc.


Yemek ertesi, sehrin sanirim en meshur ve turistik caddesi Jonker Street'e geri donuyoruz, ogleyin sicaktan dolayi cok kesfedemedigimiz yeni yerleri gormek,kesfetmek icin. Bu sehrin ismi de Hollandalilardan kalma.Bu arad tum ulasimlarda taksi kullanmak zorundayiz ama Malezya'da taksi demek pazarlik demek ama burada pazarlik etmeden fix bir fiyat var, her taksici o ucreti soyluyor ve bizde el mahkum ediyoruz, yol 5 dakika da olsa 15 dakika da olsa ayni ucret, muhtemelen yerliler bu fiyatin ucte birini oduyorlardir. Bir de taksiler Nuh Nebi'den kalma, yolda parcalara ayrilacak sanirim diye korktum. Otelde ise taksimetreli, yeni taksilerden cagirdilar, mavi rengi bunlarin ve dolandirildim mi , bu araba ortadan ikiye ayrilir mi simdi diye kaygilanmadan gidecegimiz yere ulastik. Jonker Street'e geri donersek, burasi biraz semt pazari, sokak pazari seklinde ama iyi olan tarafi Cin misali her yerde aynis eyler, taklit canta satmiyorlar, kendi yerel urunleri, yerel yemekleri satiliyor. Bir de barlar, kafeler bu cadde ve civarinda. Ramazan oldugu icin Muslumanlar'a icki icmek yasak, hatta gunduz vakti su icmekte yasak, cunku Malaylarin oruc tutmasi zorunlu ama Cinliler'e hersey serbest..Barlarda calisanlar da genelde Cinli.









Ertesi sabah, otelde verilen ucretsiz sehir turuna katilmaya karar verdik, otobus vaktine kadar oyalanmak icin,otobus ogleden sonra 4 gibi kalktigi icin neredeyse tum gun bize kalmisti. Nehirin ustune yapilan koprude baslayan yuruyuste, rehberin bize ilk gosterdigi mangrove agaclari ve suyun icinde onlara dolanip yatan devasa kertenkele idi,ki aslinda onun cok ta uyuk olmadigini nehir boyunca digerlerini gorunce anladim, bir de hepsine isim vermisler, en buyugunun adi Hulk Hogan'di:-))






Nehir boyunca, her yeni ,yurume yolu temiz ,yeni ve bakimli olunca sasirdik sanirim ki rehber bize " Thanks to Sean Connery" diyerek aciklama yapti, meger Sean Connery ve Catherine Zeta Jones'un oynadiklari, Entrapment, Turkceye Kurda Tuzak diye cevrilmisti sanirim, burada cekilmis. Filmde Kuala Lumpur olarak geciyormus ama cekimler bu nehir boyunca yapilmis o yuzden de belediye buralari yenilemis.






Eski binlarin yeterince korunmadigindan, Cinlilerin gozde tatlilari Kus yuvasi uetimi yapmak icin bazi kisilerin kuslari eski binalarin icinde toplayip yuva yaptirdiklari, bu binalarin bu nedenler daha da harabe haline geldigini ve belediyeden kimsenin hcbir sey yapmadigini, cunku onlarin da muhtemelen kendi paylarini aldiklarini ima etti rehberimiz. Boylesine eski,tarihi kenti korumak zor muhakkak ustelik iklim de surekli nemli ve sicak,ama Malezyalilar da korumak icin pek bir caba gostermiyorlar sanirim.

Nehir boyunca gordugumuz diger evler, daha dogrusu barakalar ise cok sasirtici, bunlarin icinde insan yasadigina inanmak cok zor, neredeyse nehrin koyu yesil sularinin icindeler ve etraflarindan bu devasa kertenkeler cikiyor her yerden, muhtemeln evleriniclerine de giriyordur. Bu insanlarin bazilari oldukca varlikli, kapilarin onunde luks arabalari var ama bu onlarin yasam tarzi, degistirmek istemiyorlar dedi. Ne diyeyim, koyuna coban bulunmaz fikir baska baska olmasa..
Iste o evler.









Nehir boyunca yolculuk, China Town'a girerek devam etti,tura katilan Singapurlu bir kadin, Singapur'un da 30 yil once boyle bir yer oldugunu soyledi,cok ama cok sasirdim. Allahtan degismis, gelismis,guzellesmis Singapur. Kimileri ruhunu kaybetti der belki de temizlik,guven ruhtan daha onemli benim yasamam icin.
China Town'da eski gelenekleri devam ettiren cok az meslek erbabi kalmis, berber, demir dovmeci,kaliplarla basim yapan matbaa bunlardan bir kaci.






Tur ,Unity ya da Harmony Street denilen, uzerinde bir Cin Budist tapinagi, bir Hindu tapinagi ve bir de cami bulunan bir yerde mola veriyor, fakat biz otobuse yetismek icin her daim kilit trafikte risk almamak icin burada noktaliyor ve otelden otobuse binmek uzere ayriliyoruz.

Friday, September 9, 2011

CHRIS

Chris geldi, birdenbire oldu.Pazartesi haber verdi, sali aksami cikti geldi.
Ne iyi etti. Iki gun bile olsa, cene calmanin, gulmenin,dertlesmenin tadina doyamadik ama 2 gun hic yoktan iyidir dedik. Cok yedik,ve Chris olur da gym olmaz mi? Tabii ki spor ayakkabilarini,gym kiyafetlerini yaninda getirmis ve beni de surukledi gym'e, iyi etti.
Herhalde hayatim boyunca en yakin yerde yasadigim arkadasim olacak,komsum Chris.
Belki Ekim'de yeniden gelirim, dedi giderken, umarim gelir.
Biraz Singapur'u kesfederiz beraber biraz hatta bol bol konusuruz.
Bana yasattigi keyifli gunler,dostlugu ve ictenligi icin asla hayatimdan cikmayacak Chris.Hem belli mi olur belki bir gun yolum Guney Amerika'ya duser, lokal tur rehberiyle Brezilya'yi yasamak harika olacaktir eminim.